Sınav kaygısı, öğrencilerin sınav öncesinde ve sırasında yaşadıkları, aşırı stres, endişe ve panik duygularıdır. Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT), bu kaygıyı kişinin sınavla ilgili olumsuz düşünceler, gerçekçi olmayan inançlar ve işlevsel olmayan başa çıkma stratejileri ile ilişkilendirir. Sınav kaygısı genellikle sınavın kişisel ve duygusal anlamı ile nasıl ilişkilendirildiğiyle alakalıdır. Sınavın kendisinden ziyade sınavın anlamına dair yaptığımız atıflar kaygı uyandırıcıdır.
BDT sınav kaygısını genellikle şu faktörlerle açıklar:
- Otomatik Olumsuz Düşünceler: Sınav kaygısı yaşayan bir öğrenci, sınav öncesinde ve sırasında otomatik olarak olumsuz ve felaketleştirici düşünceler geliştirebilir. Bu düşünceler, kişiyi kaygıya sürükler ve sınavla başa çıkma yeteneğini zayıflatır.
- “Sınavı geçemezsem hayatım biter.”
- “Eğer düşük not alırsam kimse benden hoşlanmaz.”
- “Hazırlık yapmadım, bu sınavda başarısız olacağım.”
- “Sınavdan düşük almam aptal olduğumu gösterir.”
Bu tür düşünceler, öğrencinin kaygısını artırır ve düşünce süreçlerini daraltarak, sınav için gerekli olan dikkat ve odaklanmayı engeller.
- Felaketleştirme: Kaygı yaşayan öğrenciler, küçük bir hata ya da eksiklikten büyük bir felaket çıkarabilirler. Örneğin, “Eğer bir soruyu yanlış yaparsam, tüm sınavı geçemem” gibi aşırı uç düşünceler, öğrencinin kaygısını artırır ve başarıya odaklanmak yerine korku ve endişe üretir.
- Mükemmeliyetçilik: Bazı öğrenciler, kendi standartlarını aşırı yüksek tutabilirler. Bu mükemmeliyetçilik, sınavdan önce ya da sırasında büyük bir baskıya yol açar. Örneğin: “Her soruyu doğru yapmalıyım, aksi takdirde başarısızım.”
- Eleştirel ve Şefkatsiz İç Ses: Kaygı yaşayan bireyler, sınav sürecinde veya sınav sonucunda başarısız olduklarında kendilerini sert bir şekilde eleştirebilirler. “Yetersizim”, “Hiçbir şey yapamıyorum” gibi kendini küçümseyici ve genelleyici düşünceler kaygıyı daha da artırır ve öğrenciyi depresif bir hale getirebilir.
Sınav kaygısı, sadece duygusal değil, aynı zamanda fiziksel ve davranışsal düzeyde de etkiler yaratabilir. Kişi bazen kaygılı olduğunu duygusal bakımdan anlık fark edemese dahi bu belirtileri takip ederek kaygı durumunun farkında varabilir.
- Fiziksel Belirtiler: Hızlı kalp atışı, terleme, mide bulantısı, baş dönmesi, ellerin veya ayakların üşümesi veya sıcak basması.
- Davranışsal Belirtiler: Erteleme, dikkat dağınıklığı, bir türlü çalışmaya başlayamama.
Sınav Kaygısı İçin Öneriler
- Otomatik Düşünceleri Tanıma ve Değerlendirme: İlk adım, sınavla ilgili olumsuz düşünceleri fark etmek ve bu düşünceleri sorgulamaktır.
Öneri:
- Kaygılandığınızda, hemen aklınıza gelen düşünceleri yazın. Örneğin, “Eğer bu sınavı geçemezsem hayatım mahvolur” gibi bir düşünceniz varsa, bunu yazın ve gerçekçi bir şekilde değerlendirin: “Bu sınav önemli olabilir, ancak tek bir sınav hayatımı belirlemez.”
- Olumsuz düşüncelerinize dair kanıtlar toplayın. Aynısını düşünceniz gerçek olmama ihtimali için de yapın. Hangisinin daha gerçekçi geldiğini değerlendirin.
- Bu tür olumsuz düşünceleri, daha dengeli ve gerçekçi düşüncelerle değiştirmeye çalışın: “Evet, bu sınav benim için önemli, ama yeterince çalışarak başarılı olabilirim.”
- Felaketleştirmeyi Durdurma: Sınav kaygısı yaşayan öğrenciler, küçük hataların bile büyük felaketlere yol açacağına inanabilirler.
Öneri:
- Felaketleştirme eğiliminde olduğunuzda, olayın her yönünü düşünün: “Eğer sınavda kötü bir not alırsam, bu gerçekten hayatımı mahveder mi?” Çoğu durumda, “hayatımı mahvetme” gibi uç bir sonuca gitmek aşırı bir değerlendirmedir.
- En kötü senaryoyu zihninizde oluşturun ve bunun olması durumunda ne olacağını sorgulayın. Bu gerçekten korktuğunuz kadar korkunç bir durum mu? Size bununla baş edemeyeceğinizi düşündüren nedir? Bu senaryodan daha olası senaryolar da var mı?
- Ayrıca, geçmişte yaşadığınız benzer deneyimlerden örnekler vererek, sınavın başarısız olmanın bir felaket olmadığını olmadığını kendinize hatırlatın.
- Mükemmeliyetçilikle Başa Çıkma: Mükemmeliyetçilik, sınav kaygısının önemli bir nedenidir. Başarı için “her şeyin mükemmel olması” gerekmez; önemli olan gayret, hazırlık ve sürekliliktir.
Öneri:
- “Her soruyu doğru yapmak zorunda değilim” diyerek, mükemmeliyetçi beklentilerinizi geriye çekin. Hedefiniz sınavı geçmek olmalıdır, tüm soruları doğru yapmak değil.
- Kendinize şu şekilde telkinlerde bulunun: “En iyi şekilde hazırlandım ve elimden geleni yapacağım, mükemmel olmak zorunda değilim.”
- Kendinize sizin durumunuzda olan bir arkadaşınıza nasıl bir tavsiye vereceğinizi sorun. Ondan da mükemmel olmasını bekler miydiniz yoksa bu yüksek standartlar sadece sizin için mi geçerli? Sadece sizin için geçerliyse bu çifte standardın sebebi nedir?
- Duygusal Baş Etme Stratejileri Geliştirme: Duygusal başa çıkma becerilerini geliştirmek, kaygıyı yönetmek için etkili bir yoldur.
Öneri:
- Gevşeme teknikleri kullanın: Derin nefes alma, meditasyon, kas gevşetme egzersizleri gibi yöntemler kaygıyı azaltabilir. Sınavdan önce birkaç dakika derin nefes almayı deneyin.
- Mola verin. Sınava çalışırken bunaldığınızı hissettiğinizde kendinize iyi gelecek bir şey yapmak için ara verin.
- Vagus sinirinizi sakinleştirin. Bunun için yüzünüzü soğuk suyla yıkayın veya şarkı söyleyin.
- Fiziksel duyumlarınıza odaklanın. Özellikle sınav anında çok kaygılandığınızda oturduğunuz sandalyeye, ortamın kokusuna, duyduğunuz seslere ve gördüğünüz detaylara odaklanın. Nasıl hissettirdiklerine dikkat etmeye çalışın.
- Erteleme ile Başa Çıkma: Kaygı, sıklıkla erteleme davranışını tetikler. Erteleme ayrıca sıklıkla mükemmeliyetçilikle birlikte deneyimlenir.
Öneri:
- Küçük, ulaşılabilir hedefler belirleyin ve her hedefi başardığınızda kendinizi ödüllendirin. Örneğin, “Bu bölümün özetini bitirirsem 10 dakika dinleneceğim” gibi.
- Her çalışma periyodundan maksimum verimi beklemeyin. Mola vermeye ya da durmaya izin verdiğinizdeki bir daha çalışmaya oturmak daha kolay olacaktır.
- Zaman yönetimi teknikleri uygulayın: Çalışma sürelerini kısa ve odaklanmış tutun (örneğin, 25 dakika çalışma, 5 dakika ara – Pomodoro tekniği).
Sınav kaygısı, bilişsel, duygusal ve davranışsal süreçlerin etkileşimiyle oluşur ve Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) bu kaygıyı anlamak ve yönetmek için etkili bir yaklaşımdır. BDT, otomatik olumsuz düşünceleri tanımayı, bu düşünceleri sorgulamayı, mükemmeliyetçilikle başa çıkmayı ve duygusal başa çıkma stratejilerini geliştirmeye yardımcı olur. Profesyonel yardıma ihtiyacınız olduğunu düşünüyorsanız randevu alabilirsiniz.